Vicdanın Tıbbi Dili: Meçhul Kız

Yazan: Esra Kars

Dardenne kardeşler’in 2016 yapımlı filmi “Meçhul Kız”, bir kadının gizemli ölümünün pençesine takılan bir doktorun bu gizemi çözme yolculuğunu ele alıyor. 2016 yılında Cannes Film Festivali’nde Palme d’Or için yarışan film, SİYAD ve Cesar Ödülleri’nde En İyi Yabancı Film kategorisine de aday gösterilmişti.

Dardenne kardeşler’in bildiğimiz sade ve basit anlatımı, bu filmde de kendini göstermekte. Hayatta verilen küçük kararların ve önemsizmiş gibi görülen adımların, bizleri nelerle karşılaştırabileceğine dair güzel bir örnek sunar. Sıradan insanların sıradan yaşamlarının altını çizen Dardenne kardeşler, bu filmde de genç bir doktor olan Jenny Davin’in hayatına odaklanır. Bu rol için seçilen Adele Haenel, sonraki filmlerinde göreceğimiz gibi sakin ve gerçekçi bir üslupla karakteri ele alır. Duygularını ajite etmeden, günlük hayatın seyri içinde bize izlettirir.

Bilinmeyenin Peşinden

Jenny, özel bir muayenehanede çalışan genç bir doktordur. Çalışkan, hırslı ve başarılıdır. Stajyeri Julien ile birlikte çalışmalarını sürdürmektedir. Ancak Jenny’nin sade yaşantısı kısa bir süre içinde yerini çalkantılı bir arayışa bırakacaktır. Film, bir nefes alıp verme sahnesiyle başlar. Jenny, dikkatli bir şekilde hastasının nefeslerini dinlemektedir. Bu sahnenin etkisi film boyunca devam eder. Nitekim karakterler de nefes alıp vermektedirler. Onlar, gündelik yaşamda kolayca karşılaşabileceğimiz türden kişilerdir. Sözleri, hareketleri ve duyguları oldukça gerçekçidir. Elbette en canlı olan karakter Doktor Jenny’dir.

Bir gün, mesai bitimi sonrasında muayenehanenin kapısı çalınır. Tam da burada Jenny’nin verdiği karar, tüm yaşamını baştan sona etkileyecektir. Çünkü Jenny, Julien’in istemesine rağmen kapıyı açmaz ve kapıyı çalan kadın, ertesi gün nehir kenarında ölü olarak bulunur. Film, vicdan konusunu merkezine alarak ilerler ve yaşadığı vicdan azabını hafifletmek için bu gizemli cinayeti çözmeye çalışan Jenny’nin çabasına odaklanır. Jenny yaşadığı bu olayı profesyonel hayatına devam ederek ancak odağını hep o meçhul kızda tutarak çözmeye çalışır.  

Kişi, Vicdanlı Biri Olduğu için mi Doktor Olur Yoksa Doktorluk mu Onu Vicdanlı Kılar?

Film boyunca doktorluk mesleğinin, insan karakteri üzerinde ne kadar büyük etki bıraktığı ele alınır. Jenny kimseden tiksinmez; ürkmez; hastalarına, yaşları kaç olursa olsun bir anne şefkatiyle ve özenle yaklaşır. Onlara her zaman yardımcı olmaya çalışır, yakın bir bağ kurar ve hatta ara sıra özel hayatlarıyla ilgili de konuşur. Ancak onlara gösterdiği merhamet perdesinin ardında, benmerkezci ve kibirli biri yatar. Mesleğine ve hastalarına nasıl yaklaşması gerektiğini en iyi o bilir. Biri ona başka bir pencere sunduğunda ise o, hemen bu pencereyi kapatır. Hastalarına karşı ihtiyatlı davranması ve duygularını bir kenara bırakıp soğukkanlı bir şekilde mesleğini icra etme gerekliliği zamanla onu, kendi hislerinden de uzaklaştırmıştır. Ancak bu yolculukla birlikte kaçtığı duygularıyla yüzleşecektir.

Filmde doktorluğun insan bedeni kadar duygularını tedavi etmesi de vurgulanmaktadır. Örneğin Julien’in doktorluk süreci için verdiği karar, kendi duygularını tedavi edip edemeyeceğini anladığı anda karşımıza çıkar. Nitekim Jenny de kendi vicdanını iyileştirmeye çalışırken başkalarını tedavi etmeye devam etmektedir. Tedavi, uzun bir süreç isteyen ve sabır gerektiren bir iş olsa da Julien, kısa sürede kesin sonuçlar almayı ister. Bu nedenle de kendi geçmişi ve duyguları tedavi sürecini baltalamaktadır. Jenny ise oldukça sabırlı bir karakter olarak kendine ve tedaviye süre tanımaktadır.

Kim Meçhul?

Film boyunca Jenny hakkında pek bir bilgi edinemeyiz. Özel yaşamı veya geçmişiyle ilgili herhangi bir bilgi verilmez; seyirciye, yalnızca içinde olduğu durum karşısında gösterdiği duygusal ve fiziksel reaksiyonlar tanıtılır. Bu nedenle meçhul kızın kim olduğu da zaman zaman değişiklik gösterir. Hatta Jenny ile meçhul kızın bir oldukları anları bile görebiliriz. Yönetmenler, bunu çeşitli çekim teknikleri ve kamera açılarıyla sağlamışlardır. Örneğin önemli bir bölüm olan karavan sahnesi, parmaklıkların ardında ve klostrofobik bir biçimde yansıtılmıştır. Böylece meçhul kızın o mekandaki hisleri, bize Jenny aracılığıyla aktarılmıştır. Bu nedenle Jenny, film boyunca bizim yerimize de bu kadınla empati yapmaktadır. Bizim, film boyunca kendi vicdanımızla yüzleştiğimiz anlarda bizlere de tedavi uygulamaktadır. Film, odağından hiç şaşmadan diğer karakter ve olayları da bu odağa hizmet edecek şekilde seçip işlemektedir.

Vicdan temasının yanı sıra göç, ekonomi, geçmiş ve düşler gibi konuların da üzerinde durulmaktadır. Filmde, empati kurmamız istenilen karakterler olmakla birlikte her birine objektif bir şekilde yaklaşılarak onlar hakkında ne hissetmemiz gerektiği bize bırakılmaktadır. Karakterler, kusurlarıyla ele alınmakta ve bunun için de bolca yalan kullanılmaktadır. Diğer filmlerindeki karakter örüntüsünde de kusurlara önem veren Dardenne kardeşler, Meçhul Kız’da aslında sade gibi görülen ayrıntılarla bu kusurları aktarır: Örneğin Jenny’nin bir doktor olmasına rağmen sigara içmesi, sağlıksız beslenmesi vb. gibi.

Vicdani Bir Muhakeme Aracı Olarak İtiraflar

Ruh temizliği, itirafla başlar. Bu nedenle de kişi, yaptığı hatalardan sonra ancak vicdan yargıcına hesap verdikten sonra huzur bulabilir. Filmde, yalnızca Jenny değil diğer karakterler de vicdanlarına hesap verme peşindedirler. Bunun da en iyi yöntemi itiraflardır. Cesur bir karakter olan Jenny, hatasıyla derhal yüzleşerek bunu itiraf eder. Ardından diğer karakterlerin itiraf süreçlerine tanık oluruz. Bu itirafların yapılmasının veya yapılmamasının sonuçları yine tıbbi bir dille kendini gösterir. Çünkü beden, ruhun konuşma aracıdır. Jenny de bu dille seyirciyle konuşmaktadır. Bu nedenle ruhunu arındırmak için fiziksel bir mahkemeyi şart olarak görmez. O, kendi içindeki mahkemede aklanmaya çalışmaktadır.

Film boyunca ritim sakin bir şekilde ilerlese de gerilim dozu sürekli artar. Dardenne kardeşler’in diğer filmlerinde de olduğu gibi müzik kullanımı olmamakla birlikte ses önemli bir yer tutmaktadır. Renk kullanımının ve kostümün de oldukça başarılı olduğunu söylemeden geçmeyelim. Jenny’nin hastalarıyla sevgi ve şefkat dolu bir iletişimde olduğu sahnelerde sıcak renkler, başkalarıyla girdiği tartışmaların olduğu sahnelerde ise soğuk tonlar hakimdir. Bununla birlikte Jenny, kırmızı ve mavi kazakları arasında gidip gelirken kısa bir süreliğine beyaz bir pijama da giyerek Fransız bayrağının renklerini üzerinde taşımış olur. Bu da filmin başından sonuna kadar seyircilere aktarılan şeyi, anlatılanın kendi hikayeleri olduğunu vurgular.

Dardenne kardeşler, samimi bir biçimde bize yine çeşitli sorular yöneltiyor ve bunlara kendi içimizde cevaplar bulmamızı istiyorlar. Bunu da her zamanki gibi büyük bir ustalıkla yapıyorlar. Yönetmenliği, senaryosu ve oyunculuğuyla bize bir ustalık eseri daha sunuyorlar.

Biz de bu yazımızı, filmin diliyle bitirelim: sevgiyle.

Yorum Yapın

Bunlar da İlginizi Çekebilir