Bir İstanbul Mozaiği: Crossing the Bridge

Yazan: Enes Altınok

Fatih Akın’ın farklı müziklere ve kültürlere beşiklik eden İstanbul’un nabzını tuttuğu Crossing the Bridge: The Sound of Istanbul belgeseli neredeyse 20 yıl aradan sonra 4K restorasyonlu kopyasıyla MUBI’de. Başka Sinema ve MUBI işbirliğiyle gösterilen film, seyirciyi 20 yıl öncesinde Türkiye’nin ne denli bir mozaik olduğunu hatırlatmaktadır. Film, çeşitli müzik türlerinin ortakyaşar bir ekosistemde var olabileceği söylemini taşıyor. Bu bağlamda film, bizlere şu birbirimizden ayrıştığımız günlerde mozaikliğimizi hatırlatıyor.

İstanbul’un Sesleri

Fatih Akın ve filmin anlatıcısı, aynı zamanda Einstürzende Neubauten‘in basçısı Alexander Hacke, seyirciyi İstanbul’un dört bir yanına seyre çıkarıyor. Film boyunca çeşitli kültür ve türlerden müziklerle İstanbul ön plana çıkıyor. İstanbul’u İstanbul yapan müziklerle hem çok kültürlülük hem de müziğin evrenselliği temalarını işliyorlar.

Filmin dikkat çeken yönlerinden biri de özgün isminin alt başlığının “İstanbul’un Sesi” olması. Her iki yakadan ve farklı jenerasyonlardan gelen müzisyenler kendilerini, İstanbul’u anlatıyorlar. Orhan Gencebay, Müzeyyen Senar, Sezen Aksu ve Erkin Koray; Baba Zula, Replikas, Duman; Aynur Doğan, Ceza, Ayben gibi müzisyenler, İstanbul’un seslerini icra ederken Akın’ın aktüel kamerası ve yakın planlarıyla seyirciyle daha da yakından paylaşma imkanı buluyorlar. Böylece İstanbul ve müziğiyle olan özdeşim giderek artar hale geliyor. Filmin dikkat çeken özellikleri arasında gerek Sezen Aksu’nun gerek Duman’ın seslendirdiği şarkılarda İstanbul’un temel motif olması. Duman, İstanbul’un haşinliklerinden bahsederken Sezen Aksu ise İstanbul’a melankolik bir nostaljiyle bakar. Böylece İstanbul’a müzikal açıdan kavrayıcı bir bakışın sergilendiğini söyleyebiliriz.

Fatih Akın’ın Mozaik İstanbul’u

Fatih Akın, yönetmen

Fatih Akın’ın İstanbul’u, Duvara Karşı filmindeki gibi hem tekinsiz hem rengarenk hem kontrastı yoğun bir şehir. Bir anlamda Martin Scorsese’nin Taksi Şoförü ve After Hours filmlerindeki New York’u resmedişini akıllara getiriyor. Tekinsiz, çıplak ama bir o kadar da insanları kucaklayan bir şehir. Görsel dilleri bakımından iki yönetmenin birbirine yakınsadıklarını görebiliriz. Öte yandan Orhan Gencebay ve Sezen Aksu’yu anlatırken ikisinin Yeşilçam filmlerindeki sahnelerini de araya iliştirmesi, müziklerinin yanı sıra eski Türkiye Sineması’na gönderme yapması da gözden kaçmayan detaylardan biri haline geliyor.

Ayrıca, bu film her ne kadar Türkiye’de geçmiş olsa da, Fatih Akın’ın diaspora sinemasının yönetmenlerinden biri olduğunu unutmamak gerek. Diaspora sineması hem teknik hem anlatısal açıdan melez anlatılar sunar. Kültürleri kesiştirir. Farklı sinemalara göndermelerde bulunur. Crossing the Bridge filminde de gerektiğinde Keşan’da bir kahvehanede Selim Sesler’in müziği icra edişini resmediyor. Gerektiğinde yeraltı dünyasına inip alternatif rock müzik gruplarını da gösteriyor. Yeri geldiğinde de akustiği nedeniyle hamama girip Aynur Doğan’ın Kürtçe şarkısını da naklediyor. Günün sonunda belgeselde Alexander Hacke “İstanbul’un büyüsünü anlayamadım. Sadece yüzeyini kazıyabildim.”, demesiyle İstanbul’un büyüsünün yoğunluğuna atıfta bulunuyor.

Şimdiden İstanbul’a Bakarken

Filmin çıkmasından neredeyse 20 yıl geçti. Sosyopolitik olarak bu toplum nice hadiseler yaşadı. Kürt açılımı, Gezi Parkı diye uzayıp giden olaylar silsilesi. 20 yıl öncesinin müzisyenleri üzerinden İstanbul’un ne kadar heterojen ve çok kültürlü olduğunu görmek melankolik bir hayret uyandırıyor. Günümüzde o heterojenliği unutmamız ve çok kültürlü İstanbul panoramasının silinmesi filmi farklı bir yerden okumaya açık hale getiriyor.

Almanya’da doğup her iki kültür içerisinde büyümenin avantajını kullanan Fatih Akın, kültürler arasındaki köprüyü sadece kurmaca filmlerinde değil; bu filminde de kurmayı ihmal etmiyor. Dolayısıyla bu köprüyü kurarken seyirciye yakın planlarla, aktüel kamera çekimleriyle ve İstanbul’u gezine gezine çok kültürlülüğü yüzüne çarpmayı sürdürüyor. Şimdiden izleyince tek kutuplu olmak yerine çok kutuplu oluşu tekrardan hatırlatan bir film oluyor.

Crossing the Bridge: The Sound of İstanbul‘u, yıllar sonra nihayet 4k yenilenmiş kopyasıyla 5 Temmuz günü MUBI’de izleyebilirsiniz! Aşağıda yenilenmiş kopyasının fragmanına göz atabilirsiniz.

1 yorum

Nur Olcay Özmen 08 Temmuz 2024 - 22:12

Yorumlarınız için teşekkürler,merakla izleyeceğiz🤩

Cevapla

Yorum Yapın

Bunlar da İlginizi Çekebilir