Bir Toplumun Alegorisi: District 9

Yazan: Alper Doğan Bahadır

Yasak Bölge 9, yönetmenliği Neill Blomkamp tarafından yapılan ve senaryosu, Neill Blomkamp ile Terri Tatchell tarafından yazılan, yönetmenin ilk filmi olma önemine sahip 2009 yılında yayınlanan, bilim kurgu türünde sinema filmidir. Yasak Bölge 9, Neill Blomkamp’ın Alive in Joburg (2005) isimli kısa filminden uyarlanmıştır. Film, belge-gerçekçi ögeleri bilgisayar teknolojisiyle üretilen görüntülerle ve röportajlarla birleştirerek, biçimsel olarak belgesele benzeyen bir sunum gerçekleştirir.

Yasak Bölge 9, içerik bağlamında ele alındığı ise Güneş Sistemi dışından gelen, karides olarak isimlendirilen, böceksi uzaylıların Dünya’da hayatta kalma mücadelesini ve Dünya’dan ayrılma savaşını anlatır. Bu süreçler ise yavaş yavaş mutasyon geçirerek onlara benzeyen bir insan üzerinden detaylandırılır. Yüzeysel bir bakış açısıyla bakıldığında film, aksiyon türüne ait kodlar ile bilim kurgu türüne ait kodları aynı potada eriterek, toplumsal ayrımcılık, insanlık ve yabancılara karşı olan düşmanlığı gibi olgulara değinir. Film, aynı zamanda göç, mültecilik gibi insani olgularla da ilişkilendirilebilir.

Yasak Bölge 9, filminin daha net bir biçimde anlaşılabilmesi için filmin geçtiği Güney Afrika Cumhuriyeti ülkesinin tarihsel süreç içerisinde geçirmiş olduğu bazı toplumsal olaylara ve olgulara bakmak gereklidir. Filmin esin kaynağını oluşturan noktalar ise Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Cape Town şehrinde bulunan “Altıncı Bölge” olarak adlandırılan bölge ve ırk ayrımcılığı üzerine kurulu olan bir yönetim sistemi olan, “Apartheid” sistemidir.

Yasak Bölge 9 filminin incelemesini, Altıncı Bölge ve Apartheid olguları üzerinden yapacağım için tarihsel film eleştirisi yöntemini seçtim. Tarihsel film eleştirisi yöntemini kullanılmamın bir diğer nedeni ise “bilim kurgu filmlerinin her tarihsel dönemde toplum üzerine söylenebilecek şeyler için uygun kültürel dışavurum ortamları olmuş” (Özden, 2004: 222) olmasıdır. Tarihsel film eleştirisi, “ister güncel bir filmin ister eski tarihler içinde üretilmiş bir filmin eleştirisini yapmak ve söz konusu filmi tarihsel bir bakış açısı içine yerleştirmek ya da tarihsel bir bakış açısı içinde değerlendirmek demektir” (Özden, 2004: 120).

Altıncı Bölge ve Apartheid

Yazının bu bölümünde, bir yaşam alanı olan Altıncı Bölge’nin ve bir yönetim biçimi olan Apartheid sisteminin tanımlanması yapılacak ve gelişim süreçleri açıklanacaktır. Güney ve Batı Afrika’da,  Özgür Orange Devleti ve Transvaal Cumhuriyeti 1899-1902 yılları arasında İngiliz sömürgeciliğine karşı büyük bir savaşa girdi ve Boerler Savaşı olarak bilinen bu savaşı kazandı. Bu savaşın ardından Güney Afrika Cumhuriyeti’nin temelleri atıldı. Bu temel Güney Afrika Birliği’ydi. Louis Botha ve Jan Smuts isimli iki devlet adamı Güney Afrika’da bulunan iki ayrı beyaz halk için ve siyahiler için eşitlikçi bir düzen kurmaya çalıştı. Jan Smuts, 1919’da Başbakan oldu ve 1939 yılında yoğun bir biçimde hissedilmeye başlanan Hitler yönetimindeki Nazi Almayasına karşı olduğunu dile getirdi. Smuts eşitlikçi bir beyazdı fakat 1950 yılındaki seçimi kaybedince, yerine fanatik ırkçılar gelmişti. Fanatik ırkçılar güçlerini Protestan Kilisesi’nden alıyorlar. Protestan Kilisesi İncil’in ırk ayrımını kabul ettiğini söylemişti ve ırkçılığı haklı göstermeye çalışmıştı. Yeni hükümetin aldığı bir karar çok aşağılayıcıydı. Bu karar, “devletin topraklarının sekizde birine beyazlardan dört kat fazla olan zencileri toplayarak ırk ayrımı esasını getirmekti” (Luraghi, 2019: 30). Bu ırk ayrımını savunan sisteme “Apartheid” deniliyordu. Apartheid kuralları, “zenciler, sanayinin gerek duyduğu emeği sağlamaktadırlar, ama yönetimde söz hakları yoktur. Bir eve sahip olamazlar. Özel otobüslerle yolculuk etmek zorundadırlar, ayrı lokantalarda yemek yerler, başka asansörleri kullanırlar, postanede, beyazlara ayrılmış gişelerde kimse olmasa bile uçsuz bucaksız kuyruklarda beklerler. Resmi propagandanın getirdiği gösteriler dışında, zenci mesleki eğitiminden yoksun tutulmuşlardı. Aynı işi yapmaları hâlinde, beyazların aldıkları ücretler zencilerinkinden dört-sekiz kat fazladır. Bir zenci şehirde oturamaz, ama en kötü sağlık koşulları içinde bulunan ve genellikle teneke mahallesinden başka şey olmayan yerlilere ait köyde oturabilir. Afrikalıların en sınırlı oy hakları bile ellerinden alınmıştır. İstenildiği zaman göstermek zorunda oldukları bir izin kağıdıyla dolaşmak zorundadırlar. İzin kağıdını unutmak hapse atılma nedenidir; izin kağıdının arkasına Hollanda diliyle ve İngilizce olarak basılmış kuralları çiğnemek de hapse atılmakla sonuçlanır ve yasalar, Afrikalılara Avrupa dillerinin öğretilmesini yasaklamıştır. Sadece kendi dillerini öğrenmekle yükümlüdürler. İçlerinden birçokları bilmedikleri kuralları çiğneme tehlikesiyle karşı karşıyadırlar” (Luraghi, 2019: 330-331).

Altıncı Bölge, 1960’lı ve 70’li yıllarda, Apartheid yönetimi tarafından dağıtılmadan önce, farklı inançlardaki, renklerdeki, ıraklardaki 55.000 kadar insanın bir arada yaşadığı, bir işçi bölgesiydi. Altıncı Bölge, “Bir zamanlar Cape Town’un ruhu olarak bilinen bu şehir içi bölge, dar sokakları ve kalabalık apartmanlarıyla zengin bir kültürel yaşamı barındırıyordu. Serbest bırakılmış köleler, tüccarlar, zanaatkarlar, işçiler ve göçmenlerden oluşan bir topluluk olarak kuruldu. Altıncı Bölge, şehre ve limana yakın bağlantıları olan bir merkezdi” (Jeppie, Soudien, 1990).  Altıncı Bölge, 1960’lı yıllarda hayatın tüm renklerini barındıran bir bölgeyken, 1966 yılında Grup Alanları Yasası’nın Güney Afrika’da kabul edilmesi, ırk ayrımına dayalı Apartheid yönetim sistemini ortaya çıkarmış oldu. Bunun sonucunda da Altıncı Bölge’de yaşayan çoğunluğu siyahi olan halk yerlerinden edildi.

Yasak Bölge 9,  Apartheid ve Alegori

Yasak Bölge 9 filminin ve Apartheid yönetim sisteminin arasındaki alegorik ilişkinin detaylı olarak incelenmesinden önce alegorinin tanımını yapmak gereklidir. Alegori, “bir sanat eserindeki ögelerin gerçek hayattan bir şeyleri temsil etmesi durumu” (TDK, 2022) olarak tanımlanır. Film içerisinde alegorisi yapılan, Dokuzuncu Bölge olarak adlandırılan bölge, gerçekte bir önceki bölümde bahsedilen, Altıncı Bölge olarak adlandırılan bölgedir. Altıncı Bölge’de yaşayan insanlar 1966 yılında zorla yaşam alanları terk ettirilerek, göçe zorlanmışlardır. Aynı şekilde Dokuzuncu Bölgede yaşayan uzaylılar da Altıncı Bölge’deki insanlar gibi göçe zorlanmışlardır. Dokuzuncu Bölge’de yaşayan uzaylılara uygulanan yönetim sistemi ise, Altıncı Bölge’deki insanlara uygulanan, Apartheid olarak adlandırılan yönetim sistemidir. Yasak Bölge 9 içerisinde, beyazlar ve siyahlar arasında hiçbir şekilde bir ayrımcılık görülmez film içerisindeki ayrımcılık, uzaylılar ve insanlar arasındaki ayrımcılıktır.  

Yasak Bölge 9, filmin baş karakteri, Wikus van de Merwe’nin röportajı ile açılır ve ardından Güney Afrika’nın en kalabalık şehir alan Johannesburg’un üzerinde öylece duran uzay gemisi gösterilir. Uzay gemisinin neden başka bir şehre değil de Johannesburg’a indiği sorulur ve sorgulanır. İlk bakışta klasik bir izleyici gözünden düşünüldüğünde, öylesine seçilmiş gibi gelebilir fakat Güney Afrika’nın tarihi incelendiğinde ve düşünüldüğünde bu sorunun cevabı net bir biçimde verilebilir. Johannesburg, yönetmenin doğum yeridir ve yönetmen Blomkamp’ın esin kaynağı olarak Güney Afrika’nın tarihinden faydalanır. Bundan kaynaklı olarak uzay Johannesburg’a inmiştir. 1982 yılında şehrin üzerine inen uzay gemisine aylar sonra girilir ve uzaylıların aç ve bitkin olduğu görülür, uzay gemisinin altına, çadırlar kurulur ve uzaylılara burada yardım edilir. Sayılar neredeyse 1 milyondur. Bu geçici kampın çevresi, tellerle çevrilir ve askeri bir, güvenlikli bölgeye dönüştürülür. Tarihler 2010 yılın gösterdiğinde ise sayıları 2,5 milyona yaklaşmaktadır.

Uzaylıların uzun zamanlar boyunca şehirde kalması ve bulundukları çadır kentin ilerleyen zamanlarda bir gettoya dönüşmesi, bölge halkını yoğun bir biçimde rahatsız eder. Buna karşılık olarak, uzaylıların ayrı bir bölge tutulması halkı memnun eder. Uzaylılara uygun bu tutumlar düşünüldüğünde, ilk olarak Dünya dışı varlıklar olarak bu biçimde davranılması normalmiş gibi karşılanabilir fakat 1960’ların sonlarında uygulanan, Apartheid yönetim politikası düşünüldüğünde, Altıncı Bölge’de yaşayan siyahi halka iktidarda olan beyazların uyguladığı davranışlar ile film içerisindeki insanların uzaylılara karşı olan davranışların aynı olduğu görülür. Apartheid sistemi, ikili sınıflı bir sistemden oluşmaktadır, beyazlar siyahlardan daha üstün haklara sahiptirler. Bu sistemde yine beyaz ırk amacı -hatta Avrupalı beyaz ırk- siyahileri ve diğer grupları kendi yaşam alanlarından çıkartarak, zorla başka bölgelere göç ettirmek olmuştur ve bu göç sonrasında o bölgede kendi yaşam alanlarını kurmuşlardır. Film içerisinde de uzaylılar, Dokuzuncu Bölge’den çıkartılarak, Onuncu Bölge’ye göçe zorlanmıştır. Buradaki amaç, insanlara yaşam alanı açmak ve aynı zamanda uzaylıların yaşadıkları evlerdeki silahlara sahip olmaktır. Uzaylıların kendilerine ait özel enerji silahları mevcuttur. Bu silah yüksek teknolojiye sahiptir ve ilk etapta uzaylarla iletişim kurmak için kurulan Uzaylı İşleri Bakanlığı, dünyanın en büyük ikinci silah üreticisi konumundadır.

Uzaylılar, fiziksel olarak, insanların yapısına anatomik yapısına benzer bir anatomiye sahip olsalar da çok çirkin bir görünüşe sahip oldukları için insanlarda tiksinti yaratır. Uzaylıların anatomik yapısı karideslere benzediği için insanlar tarafından karides olarak adlandırılırlar. Karides denilmesinin sebebi ise karideslerin, leş yiyen, çöpçü bir hayvan olmasıdır. Uzaylıların eğlence için yaptığı bazı şeyler ise yangın çıkarmak, tren devirmektir. Aynı zamanda suç işlerler, hırsızlık yaparlar. Uzaylıların yapmış olduğu bu davranışlar insana benzeyen yanlarının olduğunun göstergesidir. Dünya’da mahsur kalan bu uzaylı kolonisi, işçilerden oluşmaktadır. Uzaylı topluluk ile insanlar arasında çok büyük hak farklılıkları mevcuttur. İnsanların sahip oldukları hiçbir hakka sahip değildirler. Onların kullandığı toplu taşıma araçlarını kullanamazlar, restoranlara gidemezler, marketlerden alışveriş yapamazlar, aynı hastaneleri kullanamazlar, parklara gidemezler. Kamu binaları ve bunların sunduğu olanaklar, yalnızca insanların kullanımına ayrılmıştır, sadece insanlar kullanabilir, sadece insanlar girebilir gibi tabelalar da mevcuttur. Güney Afrika’nın tarihsel süreç içerisinde yaşadığı olaylarda, beyazlar her zaman siyahları, hayvanlardan farksız görmüşlerdir. Film içerisinde de uzaylılar siyahlar ve beyazlar tarafından hayvanlardan daha aşağılık olarak görülür.

Son Söz…

Bir tür olarak bilim kurgu, sadece zamanın ötesine geçen hikayeler anlatmanın dışında geçmişte yaşanmış tarihsel ve toplumsal olayları da anlatmaktadır. Yasak Bölge 9 filmi bunun en önemli örneklerinden biridir. Film, bilim kurgu türünün kodlarını kullanarak, Güney Afrika’nın geçmiş dönemlerine ait, toplumu derinden etkileyen olayları anlatmıştır. Filme ilham kaynağı olan Altıncı Bölge’nin tarihsel ve toplumsal öneminden dolayı, 1989 yılında vakfı kurulmuştur. 1994 yılına gelindiğinde ise Bölge Altı Müzesi, o dönemin kültürünü ve yaşananları geleceğe aktarılması için faaliyete geçirilmiştir.

Kaynakça

LURAGHİ, Raimondo (2019). Sömürgecilik Tarihi, çev. Aydın Emeç, İstanbul: E Yayınları.

ÖZDEN, Zafer (2004). Film Eleştirisi Film Eleştirisinde Temel Yaklaşımlar ve Tür Filmi Eleştirisi, Ankara: İmge Kitabevi.

JEPPIE, S ve SOUDIEN, C. (1990). Bölge Altı Mücadelesi Geçmiş ve Şimdiki Zaman.

Yorum Yapın

Bunlar da İlginizi Çekebilir