Safe Place Filmi ve İntihar Fenomeni

Yazan: Abdullah Korkut

Safe Place, Türkçe adıyla Güvenli Bir Yer, Juraj Lerotic’in hem yönettiği hem oynadığı hem de tanığı olduğu bir intihar filmi. Lerotic, ilk uzun metrajında intihar eden kardeşinin son gününü anlatıyor. Böylesine kişisel ve travmatik bir hadiseyi ele almasıyla Safe Place, sıradan bir film değil; ağır bir trajediyi anlamlandırma çabası, ihmaller silsilesine isyan, empatiden yoksun bürokratik süreçleri suçlama, vedalaşamamanın burukluğu, elden başka bir şey gelmemenin huzursuzluğu gibi hislerle örülmüş sitemkar ve acı dolu bir yas filmidir. Anlamlandırma çabası; çünkü intihar, hala aydınlatılmamış gizemli ve karanlık zihinsel süreçleriyle karmaşık bir eylem olduğu gibi geride kalanların üzerinde sosyal etkileri de olan bir yönüyle toplumsal bir fenomendir.

Yazının buradan sonrası filmi izlemeyenler için spoiler içermektedir.

Filmin başında Lerotic’in canlandırdığı Bruno’nun kardeşi Damir, bileğini ve boynunu keserek şiddetli bir intihar girişiminde bulunur. İlk sahneden itibaren yaşam mücadelesi başlar. Damir, Bruno’nun yetişmesiyle kurtulur, müdahale edilip hastaneye yatırılır. Soğuk hastane koridorlarında Damir’in sedyeyle oradan oraya taşınması, anlayışsız polis memurlarının ifade alması gibi endişeli koşuşturmaların olduğu sekanstan sonra Bruno, eve dönmeden önce kardeşiyle görüşmek için görevliden “Onunla vedalaşabilir miyim?” diyerek izin ister. Bu kelimenin tam anlamıyla bir vedalaşmadır. İncelikle işlenmiş bu özgün sahnede yönetmen Lerotic dördüncü duvarı yıkarak yaşadığı trajediyi tüm çıplaklığıyla anlatacağını ilan eder ve seyircinin önünde kaybettiği kardeşiyle son gerçek konuşmasını yapar. Film artık büyük bir ciddiyetle izlememiz gereken bir gerçekliğe bürünmüştür.

Bruno bu yüzleşmede “Senden ayrılmak zordu. Sanki biri seni parkta dövüyor ve ben bakışlarımı kaçırıp ordan ayrılıyorum.” derken önlenebilir elim bir olayın suçluluğunu yansıtıyor. Damir filmi neden çektiğini ima ederek “bunu neden yaptığını” sorduğunda, hastaneyi dava ettiklerini ve özensiz davrandıkları için doktorları filmde gerçek isimleriyle kullandığını söyler. Yeterli ve özenli desteği alsa, “güvenli bir yer” bulunsa kardeşi belki de dayak yemeyecekti. Bu yönüyle film, ruhsuzlaşmış bürokrasiye Lerotic’in tüm suçlamasını yönelttiği öfkeli bir haykırış olduğu kadar kendi suçluluk hissini terapi ettiği manevi bir çaba niteliği de taşıyor.

Cennetin Kapısına Dikilmiş Gözler

Bir şekilde yaşanılan travmatik olaylarla veya aşılamayan acılı durumlarla yaşama nedenleri ortadan kaybolduğunda kişi derin bir melankoliyle kuşatılır. Geçmek bilmeyen yoğun psikolojik acılar ve çevresindekilere yük olma algısı umutsuzluk hissi ile birleşince kurtuluş için kendini öldürmekten başka çare kalmaz. İntihara daha bütüncül ve modern bir yaklaşım sunan İkinci Nesil Kuramlara göre intihar etme isteği, farklılıklar gösterse de genel olarak bu şekilde ortaya çıkar. Damir iki yıl önce babasını kaybetmiş, sevgilisinden ayrılmış, yeni işi için Zagreb’e taşınmıştır. Son zamanlarda iş arkadaşları hakkında paranoid düşüncelere kapılmıştır. Tüm bunlar Damir’de intihar etme isteğinin oluşması için yeterli tetikleyiciler haline gelir. Kişilerarası İntihar Kuramına göre intihar davranışında bulunabilme intihar etme isteğinden ayrılır. Ölümcül olan intihar girişimleri, intihar etme isteğinin yanında “intihar edebilirliğin” varlığında meydana gelir. İlk teşebbüsünde boynunu ve bileğini kesen, bir sonraki teşebbüsünde ansızın elindeki bardağı kırarak büyük bir kayıtsızlık ve kararlılıkla kalbine saplamaya çalışan Damir’in intihar edebilirliğinin çok yüksek olduğunu görüyoruz. Bu edim gücü Damir’in ailesi kadar seyirciyi de şok ediyor.

Damir’in intihar eyleminin dinamiklerini daha iyi anlamak için dissosiyasyon kavramından bahsetmemiz gerekir. Dissosiyasyonun kelime anlamı ayrılma, bölünme, kopma. Gerçeklikten kopuş, gerçek olmama hissi (derealizasyon) veya kişinin zihninden, benliğinden, bedeninden ayrışma yaşaması, kimliğinin bölünmesi (depersonalizasyon) ile açıklanabilir. Damir neden intihar ettiğini bilmeyecek kadar ağır bir dissosiyasyon yaşıyor. İntihar etmeye çalışan o değilmiş gibi Bruno’ya “kendini öldürme” demesi, içindeki yaşama tutunmak isteyen bölünmüş kimliğinin kendi benliğine çaresizce bir yalvarışı aslında. Split’e yolculuklarında farkında olmadan altına işiyor, kanlı intihar teşebbüslerine tereddütsüz yelteniyor, boynundaki derin kesikler dikilirken hiç acı çekmiyormuş gibi donuk bir ifadeyle etrafı izliyor. 2022 yılında yayınlanan Eyes Fixed on Heaven’s Gate: An Empirical Examination of Blink Rate and Suicide isimli makale intihardan vefat eden 34 kişinin veda videolarını incelemiş ve intihar düşüncesi taşıyan kişilerin göz kırpma oranının azalabileceğini göstermiştir. Damire göre artık yabancısı olduğu hayatı ve bedeni, gözünü kırpmadan hissizce izlediği silik bir yansımadan ibaret.

Filmde yansımaları oldukça sık görüyoruz. Damir’in film boyunca giderek kötüleşen derealizasyonu camlara yansıyan imajlarıyla aktarılıyor. Sanki elle dokunulan gerçek dünya bir tarafta, o bir tarafta. Yaşamıyor gibi, rüyada gibi. Dissosiye deneyim yaşayan insanlardan sık duyulan bir şeydir bu; “ölmüş gibiydim, rüyada gibiydim”. Durum giderek kontrolden çıkar. Aile bir türlü ihtiyaç duydukları yardımı bulamazken, bir hayatın ellerinden kayışını büyük bir tedirginlikle izleriz. Son sahnede doktor ve ailesinin arasından gördüğümüz Damir’in iyice silikleşmiş yansıması hayatla bağının son birkaç ışıltısı gibi adeta. Nitekim Damir bu sahnede bir ihmalin neticesinde filmin başından beri gözlerini diktiği cennetin kapısını aralayarak kaçar. Zaten Baumeister’e göre intihar, kişinin kendinden ve dış dünyadan kaçması değil midir?

Depresyon, karamsarlık, umutsuzluk, intihar düşüncesi sadece yaşayanların anlayabileceği yakıcı hislerdir. Tıpkı Bruno’nun koca şehrin sessizliği içinde yanan evini kurtarmaya çalışmasını gördüğümüz sahnedeki gibi. Kimsenin görmediği, otoritelerin göz ardı ettiği tek başına girişilen sessiz bir mücadele. Safe Place filmiyle Lerotic, bu trajedisini ilk filmlerden beklenmeyecek bir ustalıkla aktarıyor. İlk dakikadan itibaren çok iyi ayarlanmış ritmiyle hikaye seyirciyi içine çekiyor ve ailenin bir ferdiymiş gibi yaşanılan tüm duyguları biz de yaşıyoruz. Varsın şehir sessizliğine bürünsün, Bruno’ya kayıtsız kalsın. Biz bu yangını söndürme çabasından artık haberdarız.

Kaynaklar

Bulut, B. P. ve Demirbaş, H. (2021). Kırılma noktası: İkinci Nesil İntihar Kuramları. Nesne, 9(20), 418-431. DOI: 10.7816/nesne-09-20-12

Duffy, M. E., Buchman-Schmitt, J. M., McNulty, J. K., & Joiner, T. E. (2023). Eyes Fixed on Heaven’s Gate: An Empirical Examination of Blink Rate and Suicide. Archives of Suicide Research, 27(3), 896–904.

Orbach I. Dissociation, physical pain, and suicide: a hypothesis. Suicide Life Threat Behav. 1994 Spring;24(1):68-79. PMID: 8203010.

Baumeister RF. Suicide as escape from self. Psychol Rev. 1990 Jan;97(1):90-113. doi: 10.1037/0033-295x.97.1.90. PMID: 2408091.

Shahar, G., Robison, M., & Joiner, T. E. (2023). Dissociation in suicidal depression: a Reformulated Object-Relations Theory (RORT) perspective. Psychoanalytic Psychotherapy, 37(4), 492–520. https://doi.org/10.1080/02668734.2023.2271969

Yorum Yapın

Bunlar da İlginizi Çekebilir