43. İstanbul Film Festivali’nde Dikkat Çeken Belgeseller

Yazan: Semiha İktüeren

43. İstanbul Film Festivali’nin Türkiye Sineması 2023-2024 kapsamında düzenlenen Ulusal Belgesel Yarışması’nda bu yıl bu yıl konuları ile dikkat çeken 10 film yarıştı. Biz de yarışmanın ve festivalin dikkat çeken beş belgeselden oluşan bir seçki hazırladık.

Domates Biber Depresyon

Depresyon çok şehirli bir tanım gibi. Can sıkıntısı sadece büyük şehirlerde mi var yoksa? Yoksa tanımı olmayan şey yok mudur aslında? Depresyon teşhis konulmadığında var mıdır? Bir şeyin adı yoksa kendisi de yok mudur yoksa? İşte bu belgeselde depresyonun kırsal alandaki tanımına gidiyoruz. Aybüke Avcı Domates Biber Depresyon’da depresyon hastası Mehmet dayısı, eşi Naziye yenge ve onlarla birlikte yaşayan ve yine bir depresyon hastası olan Yakup dayısının hikayesini olabildiğince gerçekçi ve doğal akışında anlatıyor. Depresyondayken biber salçası ve domates salçası nasıl yapılır sorusunun izinden bir ailenin ve kırsal yaşamın izlerini sürüyoruz.

Dargeçit

1995 yılında Mardin, Dargeçit’te devlet güçlerinin elinde kaybolan oğulları ve kardeşleri olan aileler, günümüz Türkiye’sinin yargı sisteminde gerçeği ve adaleti aramak için avukatları Erdal Kuzu ve İnsan Hakları Derneği ile birlikte mücadele ederler. 27 yıllık bu süreç boyunca, her duruşma için saatler süren uzun yolculuklar yaparlar. Devletin cezasızlık duvarını aşmak imkânsız gibi görünse de, gerçeği görmek isteyenler için her şey ortadadır. Yönetmenliğini Berke Baş’ın, yapımcılığını ise Enis Köstepen’in üstlendiği Dargeçit’in çekimleri 2018 ve 2022 yılları arasında gerçekleşti.

Karanlık Zamanlarda Şarkı Söylemek

Müzik, doğal afetlerin acısını hafifletip, depremin karanlığını aydınlatabilir mi? Bir şehrin tekrardan ayağa kalmak için verdiği mücadeleyi anlatan belgesel, bunu bir klasik müzik orkestrasının yeniden sanat yapmaya başlama serüveni olarak perdeye yansıtır. Yönetmen Ethem Özgüven, Hatay Akademi Senfoni Orkestrası’nın şefi Ali Uğur ve arkadaşlarıyla tanışır. Böylece belgeselin başlangıç tohumları da atılır. Depremdeki sorumluların ceza almadığı, yeterince adaletin olmadığı bir dönemde müziğe sarılan insanlar şehri ayağa kaldırmaya çalışırlar.

Bir İsim Bir Yer

Yönetmen Can Eskinazi, Bir İsim Bir Yer’de yıllar sonra Türkiye’de sergi açmaya hazırlanan Renee Levi’nin İstanbul macerasının izini sürer. İstanbullu Musevi bir ailenin çocuğu ve sanatçı olan Renee Levi’nin Galata ve çevresinde yaşayan yayası (büyükannesi) Korin’in ve ailesinin geçmiş izini takip eder. Ailesiyle birlikte 1964 yılında İsviçre’ye yerleşen sanatçı, güçlü renklerin kullanımıyla tanınır ve çalışmaları uluslararası alanda takdir edilir. Belgeselde geçmese de Renee Levi’nin eserlerinden biri İsviçre Parlemento Binası’nda da sergilenmektedir. Müzisyenler, küratör ve yönetmen Can Eskinazi, Renee Levi’nin sergisine eşlik ederek bu serginin yolculuğunu bize anlatırlar. Renee Levi’nin Galata esnafı ile Korin’i ararken kurduğu iletişim belgeselin doğallığını ve Türkiye’deki insanların farklı inanç gruplarına karşı popüler olarak devam ettirdiği önyargılı politik bakışını gözler önüne serer.

Bir Parça Memleket

Didem Pekün’ü ilk Tülay German Kor ve Ateş Yılları belgeseli ile tanıdım. Türkiye’nin müzik tarihine ve sosyolojik ve politik çalkantılarını da gözler önüne süren bu belgesel, müzik tarihi ve siyasi tarihimiz açısından bir arşiv özelliği taşıyor. Bazen Hep Birlikte belgeselinde de yine dans müzik ve koreografinin dayanışmasını görürüz. Sanatın birleştirici gücü beyaz perdededir. Mihran Tomasyan’ın dans yolculuğuna sürükleniriz. 2003 yılında kurulan Çıplak Ayaklar Kumpanyasını tanırız. Belgesel, müzik, dans, tiyatro yapan bu kumpanyanın manifestosunda yazdığı gibi “Saz çalan olmaktansa kopan tel olmayı tercih eder.” cümlesinin hakkını veren bir belleğin inşasını görürüz. Bir yandan Mihran’ı ve Çıplak Ayaklar kumpanyasını tanırken diğer yandan İstanbul’un çok kültürlü zengin yapısını keşfe çıkarız.

Yorum Yapın

Bunlar da İlginizi Çekebilir