43. İstanbul Film Festivali’nde Merakla Beklenen Filmler

Yazan: Bağımsız Sinema

17-28 Nisan arasında gerçekleştirilecek 43. İstanbul Film Festivali dünya sinemasından örnekler, kült yapıtlar, usta yönetmenler ve genç yeteneklerin son filmlerinin de aralarında olduğu 132 uzun metrajlı ve 12 kısa filmden oluşan zengin bir program sunuyor. 12 gün sürecek festivalde, ulusal ve uluslararası yarışmaların ve merakla beklenen filmleri bir araya getiren N Kolay Galaları’nın yanı sıra Dünya Festivalleri’nden Genç Ustalar’a, Mayınlı Bölge’den Antidepresan’a, Çiçek İstemez’den Nerdesin Aşkım? ve Cinemania’ya 16 farklı bölümde filmler yer alıyor.

Bağımsız Sinema olarak festivalin merakla beklediğimiz filmlerini listeledik.

Tereddüt Çizgisi / Hesitation Wound yön. Selman Nacar – Ulusal Yarışma

İlk filmi “İki Şafak Arasında” ile ulusal ve uluslararası festivallerden birçok ödül kazanan Selman Nacar’ın dünya prömiyerini 80. Venedik Film Festivali’de yapan yeni filmi “Tereddüt Çizgisi” festivalin Ulusal Yarışma bölümünde. İdealist bir ceza avukatı olan Canan’ın yaşamı gündüzleri adliyede, geceleriyse hastanede solunum cihazına bağlı annesi arasında mekik dokuyarak geçmektedir. Uzun süredir üzerinde çalıştığı bir cinayet davasının karar duruşması gününde, Canan Canan, annesi, hâkim ve sanık arasında hayatlarına etki edecek ahlaki bir tercih yapmak zorunda kalır. Başrolünde Tülin Özen’in yer aldığı filmin kadrosunda ayrıca Oğulcan Arman Uslu, Gülçin Kültür Şahin, Vedat Erincin, Erdem Şenocak eşlik ediyor. Adaletin sadece yasal düzlemlerde değil, insan vicdanında da tartışılması gerektiğini hatırlatan “Tereddüt Çizgisi”, festivalin en çok merak uyandıran filmlerinden biri.

27 Nisan Cumartesi 21:30 * / Atlas 1948
28 Nisan Pazar 11:00 * / Kadıköy Sineması

Hipnoz / Hypnosen / The Hypnosis yön. Ernst De Geer – Genç Ustalar

Dünya prömiyerini Karlovy Vary Film Festivali’nde gerçekleştiren ve festivalden Dünyanın En Kötü İnsanı’ndan tanıdığımız Norveçli oyuncu Herbert Nordrum’un kazandığı En İyi Erkek Oyuncu Ödülü ile dönen Hipnoz, Ernst De Geer’in ilk filmi. Film, geliştirdikleri kadın sağlığı uygulamasını prestijli bir yarışmada sunma imkanı yakalayan André ile Vera çiftini merkezine alıyor. Vera yarışma öncesinde sigarayı bırakmak için hipnoterapi dener. Terapi umulmadık bir şekilde işe yarar ancak sonrasında Vera’nın tüm sosyal çekinceleri ve terbiyesi yok olur. Sevginin sınırlarını keşfe çıkan Hipnoz, bireyleri normallik adı altında tektipleştirmeye çalışan kapitalist sistemde, günümüzdeki erdem vurguları ve yeniden doğuş çağrılarına keskin bir eleştiri getiriyor.

17 Nisan Çarşamba 11:00 / Atlas 1948
24 Nisan Çarşamba 21:30 / Sinematek/Sinema Evi
26 Nisan Cuma 19:00 / Cinewam City’s 3

Mükemmel Günler / Perfect Days yön. Wim Wenders – Dört Filmde Koji Yakusho

Pek çok filminde şehirlerden esinlenen usta sinemacı Wim Wenders, bu kez de “Tokyo Tuvaleti” adında gerçek bir kentsel yenileme projesinden ilham alarak, son derece şiirsel ve dokunaklı bir filme imza atıyor. Başroldeki Hirayama karakterini canlandıran ünlü oyuncu Kôji Yakusho, filmi neredeyse tamamen diyalogsuz bir şekilde taşıyor. Umumi tuvaletleri temizleme göreviyle meşgul olan Hirayama, işini büyük bir titizlikle, özveriyle ve gururla yerine getirir; tekrarlayan eylemlerini bir sanata, çevresiyle uyumlu bir geleneğe dönüştürmeyi başarır. Beklenmedik olaylar, izleyicileri Hirayama’nın geçmişine doğru bir yolculuğa çıkarır. Müzik kasetleri, ağaçların arasından süzülen gün ışığı, kitaplar gibi günlük hayatın küçük mucizeleriyle varoluşumuzun güzelliklerini keşfe çıkan, sakin bir mutluluk arayışının izini süren Mükemmel Günler, adını Lou Reed’in eşsiz klasiği “Perfect Day”den alıyor.

23 Nisan Salı 13:30 / Kadıköy Sineması
27 Nisan Cumartesi 19:00 / Atlas 1948

Tanık / A tanú / The Witness / Péter Bacsó / Macaristan – Macar Rapsodileri

Macar sinemasının belirsiz kült klasiklerinden biri olan bu film, günlük konuşmalarda sıkça kullanılan hiciv dolu diyaloglarıyla dikkat çeker. Péter Bacsó’nun bu ikinci filmi, diktatörlüğün absürt saçmalıklarını alaya almanın ötesinde, eleştirinin henüz kısıtlı olduğu bir dönemde bireylerin kutsanmasını doğrudan eleştirir. Filmin yapımı devlet tarafından onaylanmasına rağmen, filmin senaryosu yeniden yazılmış, bazı sahneler çıkarılmış veya yeniden çekilmiştir. Buna rağmen gösterimi yasaklanan filme erişim resmi olarak ancak on yıl sonra mümkün olmuştur. Gayriresmi olarak ise film, korsan kopyalarıyla ülkeyi dolaşmış, hatta komünist parti yetkilileri arasında bile popüler hale gelmiştir. Hikayenin merkezinde, Tuna Nehri üzerinde bir baraj bekçisi olan József Pelikán vardır. Yiyecek sıkıntısı çektiğinde domuzlarını kesmek zorunda kalan Pelikán’ın bu davranışı “iğrenç bir yasa dışı eylem” olarak kabul edilir. Bunun üzerine Pelikán hapse atılır ve sonra Yoldaş Virág’ın huzuruna çıkarılır. Virág, eski ve güvenilir komünistlere ihtiyaç duyduğunu söyler ve bu nedenle Pelikán’ı çeşitli yükselen görevlere terfi ettirir. Pelikán ise her seferinde bir şekilde hapse geri dönmeyi başarır.

17 Nisan Çarşamba 11:00 / Cinewam City’s 3
20 Nisan Cumartesi 19:00 / Sinematek/Sinema Evi

Kapa Gözlerini / Cerrar Los Ojos / Close Your Eyes / Victor Erice / İspanya, Arjantin – Cinemania

Artık birer klasik haline gelmiş “Arı Kovanının Ruhu” ve “Güney” filmlerinin usta yönetmeni Victor Erice, otuz iki yılın ardından beyaz perdeye, kimlik, yas, özlem, hafıza ve sinemacılık kavramları üzerine düşündüren “Kapa Gözlerini” filmiyle geri döndü. Dünya prömiyerini Cannes Film Festivali’nde gerçekleştiren film, şimdiden büyük ustaya ait yeni bir başyapıt olarak anılmaya başlandı. Ünlü aktör Julio Arenas’ın kayboluşunu konu edinen “Kapa Gözlerini” Arenas, bir film çekimi sırasında iz bırakmadan kaybolan oyuncunun yıllar sonra, dikkat çekici bir TV programında gündeme gelmesi sonrasında yaşananları anlatıyor. “Kralın dönüşü” olarak övgü toplayan film, Victor Erice’nin 1992 tarihli “Ayva Ağacının Güneşi”nden sonra yönettiği ilk film, bir ömrün bilgeliğini yüklenmiş, geçen zamana ve solan anılara dair zarif bir ağıt niteliği taşıyor.

19 Nisan Cuma 21:30 / Sinematek/Sinema Evi
22 Nisan Pazartesi 16:00 / Cinewam City’s 7
23 Nisan Salı 16:00 / Atlas 1948

Dargeçit / Hold Still / Berke Baş / Türkiye – Ulusal Belgesel Yarışması

1995 yılında Mardin, Dargeçit’te devlet güçlerinin elinde kaybolan oğulları ve kardeşleri olan aileler, günümüz Türkiye’sinin yargı sisteminde gerçeği ve adaleti aramak için avukatları Erdal Kuzu ve İnsan Hakları Derneği ile birlikte mücadele ediyorlar. 27 yıllık bu süreç boyunca, her duruşma için saatler süren uzun yolculuklar yapıyorlar. Devletin cezasızlık duvarını aşmak imkânsız gibi görünse de, gerçeği görmek isteyenler için her şey ortada. Yönetmenliğini Berke Baş’ın, yapımcılığını ise Enis Köstepen’in üstlendiği Dargeçit’in çekimleri 2018 ve 2022 yılları arasında gerçekleşti.

27 Nisan Cumartesi 16:00 / Beyoğlu Sineması
28 Nisan Pazar 13:30 / Sinematek/Sinema Evi

Bir İstanbul Üçlemesi: Meze-Müzik-Muhabbet / Istanbul Trilogy: Meze-Music-Muhabbet / Ferzan Özpetek – Galalar

Ferzan Özpetek’in Bir İstanbul Üçlemesi, İstanbul’un muhteşem güzelliğiyle birlikte, insanların bir araya gelerek hayatlarını paylaştığı, neşelendiği veya hüzünlendiği rakı sofralarının derin ve köklü geleneğini ele alıyor. Üç kısa film olan Meze, Müzik ve Muhabbet, bu zengin kültürel mirası farklı açılardan ele alıyor.
“Meze”: Hayat bazen beklenmedik sürprizlerle doludur. En zor gününüzde bile, etrafınızda size destek olan yakın dostlarınız varsa, belki de o günün aslında pek de kötü olmadığını fark edebilirsiniz. Hatta, o günü kutlamaya değer bir fırsat bile olabilir.
“Müzik”: İlk başta önemsiz gibi görünen bir çocukluk anısı, aslında yaşamınızı ve geleceğinizi derinden etkileyebilir. Büyüme sürecinizden, yaşam tarzınıza kadar pek çok şeyi şekillendirebilir. Bazen hayat, tamamen tesadüflerle güzelleşir.
“Muhabbet”: Birini, bir şehri, bir arkadaşı ya da bir sevgiliyi özlemek, sürekli olarak taşıdığınız ağır bir yük gibidir.

20 Nisan Cumartesi 21:30 / Atlas 1948
21 Nisan Pazar 21:30 / Kadıköy Sineması
22 Nisan Pazartesi 19:00 / Cinewam City’s 7

Film Anlatıcısı Kız / La Contadora de Películas / The Movie Teller / Lone Scherfig / Fransa, İspanya, Şili – Galalar

Maria, kentte izlediği filmleri memleketinin yoksul sakinlerine anlatmak gibi zor ama insanı son derece mutlu ve tatmin eden bir görev üstlenmiştir. Prömiyerini Toronto Film Festivali’nde yapan ve daha sonra Valladolid Film Festivali’nin açılışında gösterilen Film Anlatıcısı Kız, özellikle sinemaseverlerin yüreğine değen bir film. İtalyan for Beginners ile kalplerimizi çalan Danimarkalı yönetmen Lone Scherfig’in yönettiği, Walter Salles, Rafa Russo ve Isabel Coixet’in senaryosuyla çekilen dokunaklı, acı-tatlı komedi-drama, Şili’deki bir maden kasabasındaki ‘film anlatıcısı’nın hikayesini anlatıyor. Hayat, Atacama Çölü’nde zorlu ve belirsizdir, ve özellikle nitrat tuzlu düzlüklerine yaklaştıkça daha da zordur. Dünyanın en kuru yeri olan bu yerin parlayan yıldızı Maria’dır, yetenekli bir sanatçı, gerçek bir sanatkar, ev kasabasının fakir sakinlerine izlediği filmleri anlatma zor ama ödüllendirici görevini üstlenir. Toronto Film Festivali’nde prömiyer yaparak ve daha sonra Valladolid Film Festivali’nde gösterime girerek, Film Anlatıcısı, film severler için mutlaka izlenmesi gereken bir yapımdır.

22 Nisan Pazartesi 21:30 / Atlas 1948
23 Nisan Salı 19:00 / Kadıköy Sineması
27 Nisan Cumartesi 21:30 / Cinewam City’s 7
28 Nisan Pazar 19:00 / Beyoğlu Sineması

Dünyanın Sonundan Çok Da Bir Şey Beklemeyin / Nu astepta prea mult de la sfârsitul lumii / Do Not Expect Too Much from the End of the World / Romanya, Lüksemburg, Fransa, Hırvatistan / Radu Jude – Heyula

Aferim! (2015) Yaralı Kalpler (2016)Tarihe Barbarlar Olarak Geçsek Umurumda Değil gibi filmlerin yönetmeni Radu Jude’un yönettiği “Dünyanın Sonundan Çok Şey Beklemeyin”, Angela’yı (Ilinca Manolache) Bükreş’te bir reklam seçimi için takip ederek onun zengin ve fakir insanlarla, takipçilerle ve hatta ikiziyle karşılaşmasını konu alıyor. Bu hikaye, Romanya toplumunun farklı katmanlarında kültürel ve sosyal bir keşif sunarken, cinsiyet ve kimlik sınırlarının ötesine geçerek insan doğasını derinlemesine anlamaya çalışıyor.

19 Nisan Cuma 16:00 / Atlas 1948
20 Nisan Cumartesi 21:30 / Sinematek/Sinema Evi
22 Nisan Pazartesi 16:00 / Cinewam City’s 3

Aşît / Pınar Öğrenci / Almanya, Türkiye – Belgesel Kuşağı

Van’ın güneyindeki dağlık bir bölgenin el değmemiş bir noktası olan Müküs’te (Türkçe Bahçesaray, Ermenice Moks) yoğun kar yağışı bölge sakinlerinin seyahat etmesini engeller. Dağların zirvelerini kaplayan kalın ve tehlikeli kar tabakası, Kürtçe “aşît” kelimesinin çifte anlamını hatırlatır: çığ ve felaket; çığ tehdidi ve Ermenilerin “Meds Yeghern’’ olarak andıkları 1915’teki “Büyük Felaket”. Aşît, Stefan Zweig’ın, satrancın faşizm karşısında bir hayatta kalma mekanizmasına dönüştüğü psikolojik gerilim romanı Satranç’tan (Schachnovelle, 1941) esinleniyor. Filmin yönetmeni Pınar Öğrenci, Ermeniler için bir sembol şehir olan doğup büyüdüğü Van şehrinin ücra bir bölümünde, Ermeni toplumunun coğrafya, alışkanlıklar, gelenek, dil ve anılarda bıraktığı iz ve travmaları ortaya çıkarmak için sözlü anlatılardan, fotoğraf arşivlerinden ve güncel görüntülerden yararlanır. Manzaranın buz gibi güzelliğinin görünüşteki sükûneti, Ermeni sürgün müzisyen, Vanlı Hayrik Muradyan’ın eşsiz şarkılarıyla bozulur.

21 Nisan Pazar 16:00 / Beyoğlu Sineması
22 Nisan Pazartesi 19:00 / Sinematek/Sinema Evi

43. İstanbul Film Festivali 17 Nisan tarihinde başlıyor.

Yorum Yapın

Bunlar da İlginizi Çekebilir