Mohsen Makhmalbaf’ın Yasaklı Filmi 25 Yıl Gecikmeyle Venedik’te!

Yazan: Gamze Çakan

31 Ağustos – 10 Eylül 2016 tarihinde gerçekleşecek olan 73. Venedik Film Festivali kapsamındaki “Venedik Klasikleri” bölümünün açılış filmi, ünlü İranlı yönetmen Mohsen Makhmalbaf’ın filmi “Shabhaye Zayendeh-Rood” (The Nights of Zayandeh-Rood) olacak.

İranlı yönetmenin 1990 yılında çektiği filmin 37 dakikası, İran ‘Devrimi’nin ruhuna ihanet olduğu gerekçesiyle, dönemin İran Sansür Komitesi tarafından kesilmişti. 37 dakikalık bu kesintiye rağmen film daha sonra tüm ülkede yasaklanmış, hatta filmin kopyalanmasına bile izin verilmemişti.  2016 yılında İran Sansür Komitesi’nin arşiv kayıtlarında filme ait orijinal negatifin bazı parçaları bulundu. Orijinali 100 dakika olan filmden kalan 63 dakika Makhmalbaf’ın kendi tarafından düzenlendi. 37 dakikalık eksik kısım ise sonsuza dek kayboldu.

the-nights-of-zayandeh-rood

Yönetmen Mohsen Makhmalbaf kendi hesabından filmin yayınlanma hikayesini anlattı.

“Shabhaye Zayendeh-Rood”u yaklaşık 1990 yılında, İran’da yaptım. Sansür komitesi filmi izledikten sonra gösterim izni alabilmem için benden filmin 25 dakikalık kısmını kesmemi istedi. Bu isteği yerine getirmeyi reddetmeme rağmen komite, talebimi görmezden  gelerek orijinal kaydın 25 dakikasını kesti. O kadar kırgın ve kızgındım ki, filmi daha sonra izleyiciyle sinemada izlediğimi bile düşünemedim. Bu tıpkı yaşayan ancak sakatlanmış bir bedeni izlemeye gitmek gibi hissettirirdi.

Sansür haberlerini duyan binlerce kişi filmi izlemek üzere  İran’daki Fajr Film Festivali’ne akın etti. Sinemanın kapısında kilometrelerce sıralar oluşturdular. Bazıları sinemaya girebilmek için sabaha kadar bekledi. İzlemeyi başaranlar ise filmi izlediklerini ve filmin altında yatan mesajı anladıklarını söyledi. Filmde, İslami hükümetin onlara getireceği korkunç ve kederli geleceği gördüler.

Festivalden sonra komite benden 12 dakikalık kısmı daha kesmemi istedi. Bir kez daha reddettim ve komite talebimi bir kez daha görmezden gelerek onayım olmadan 12 dakikayı daha kesti. Böylece yetikililer aslında 100 dakikalık orijinal filmi, 63 dakikaya dönüştürdü.

Festivalden sonra film artık iyice duyulmuştu ve gösterilmesi için pek çok teklif aldı. Ancak hükümetin kontrolündeki medya altı ay boyunca bana ve filmimi sürekli saldırı ve ithamlara maruz bıraktı. Hatta idamımı isteyenler bile oldu. Sonunda gizli polisler tarafından saatlerce süren sorgulamaların ardından tutuklandım ve filmime el konuldu.

Sonunda İran dini lideri filmimi görmek istedi. Filmi kendi ofisinde özel bir ekranda izledi. Daha sonra filmi devrim hedeflerine karşı ve ulusal güvenliğe tehdit olmakla itham etti. Sonra filme yasaklama emri getirdi ve zaten kısaltılmış olan filmi sonsuza dek tutulmak üzere sansür komitesinin arşivine gönderdi. Daha sonra “Shabhaye Zayendeh-Rood” İran içinde ya da dışında hiçbir festivalde gösterilmedi.

26 yıl sonra, var olan film, sansür arşivinden çalınarak kurtarıldı. (Bunun nasıl yapıldığına dair detay veremem.) Filmi 26 yılın ardından tekrar izledim ve bunca kesintiye rağmen (ki bu filmin yaklaşık üçte birlik kısmıydı) hikayenin ve ana olay örgüsünün halen bozulmadığını görmek beni şaşırttı. Film sanki yaşıyor ve akciğerleri olmamasına rağmen nefes alıyordu.  Hikaye ve anlamı kaybolmamıştı.

Londra’da kalan negatiften ve sestenden kurtarabildiklerim üzerinde çalışmaya karar verdim. Filmi gösterime hazır hale getirmeyi başardım ve Venedik Film Festivali’ne gönderdim. Ancak festivalin başvuru tarihi geçmişti ve programını duyurmak üzereydi. Bu  nedenle filmin bu sene seçilmesi konusunda pek umutlu değildim. Ancak filmi gönderdikten birkaç saat sonra Venedik Film Festivali’nin direktörü Bay Alberto Barbera tarafından bir mail aldım.

Güzel filmizi yeni bitirdim ve derinden etkilendim. Film gerçekten çok güçlü, cesur ve dokunaklı. Filmin kesilmesi ve 63 dakikaya indirilmesi beni deli etti. Orijinal versiyonun ne kadar harika olacağını hayal edemiyorum. Bu filmi kesinlikle Venedik’te sergilemeyi isterim…”

Bay Barbera’nın mailini okuduktan sonra, film yeniden hayat bulmuş gibi hissettim. Yıllar önce İranlı dini liderin bana birini gönderdiğini hatırladım. Gönderdiği kişi ruhban sınıfından biriydi ve beni idam ettirmekle tehdit etmişti. Ona, “Bir sinemacıyı susturmak kolay, ancak sinemayı zapt etmek imkansızdır” demiştim.

Ağustos 2016

Mohsen MAKHMALBAF

Yorum Yapın

Bunlar da İlginizi Çekebilir